Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Varoluşumuzdaki temel: yalnızlığımızdaki çabadır."

Yaşamlar arasına bir köprü kurduk ve adına "insanlığımız" dedik. Kurdeleyi acı kesti; yalnızlık tokalaşıp tebrik etti. . Adına "beden" dediğimiz duvardan bir hapishane kuruyoruz vücudumuzun içine. Yalnız kalabilme özgürlüğüne sahip olmak ve bu duvar hapishanesinde özgürlüğün iplerini elimize alıp kendi kendimize varoluşu doğurmak istiyoruz. Hayata her gün bunun için tutunmaya çalışıyoruz. Varoluşu doğurmak… Tüm bedel ve sorumlulukları kabullenmeye çalışıyor ve ölüme; yalnızlık yardımıyla adım atıyoruz. Toplumun içinde bir “ben” hapishanesi kurmamız da bu ölümün provası. Yalnızlığımızla bunun bedelini ödüyor; doğum-ölüm yolculuğunun tüm getiri ve götürülerini kabulleniyoruz. Ve doğum manifestosuna başkaldırıyoruz.. Her gece ölümü bekleyerek uyuyoruz kabuklarımıza çekilerek. Ölmeliyiz ve ölerek var’ olmalıyız. Yaşayarak beceremedik; yalnızlık içinde var olmayı yürütemedik. Bize bu toplumda yer yok. Safları sıkılaştırın. Çekilin yalnızlığınıza!

peron dokuz dört* çeyrek

 Ben bir tren istasyonunda hiçbir zaman beklenilen ya da gitmesin istenilen’ olmadım. Vedaların zorluğunu ve bir daha göremeyecek olmanın taşkınlığını yaşayamadım. Peronlar arasında bavulun sapını çekerken arkama dönüp bakmamı gerektirecek tek bir nedene dahi tutunamadım. Arkada birini bırakmanın hüznünü ya da trenin kirli camlarından son kez el sallayışı tadamadım hiçbir zaman. Ne kimse arkamda bekledi, gözden kaybolmamın çaresizliğini hissetti; ne de ben orada birinin beklediğini fark edebildim.

Kesit

  İnsanlar arasında olamayacak, yaşayamayacak ve barınamayacak kadar yorgunuz biz seninle. Hem de çok yorgun. Onların mutluluklarını, aşklarını, keder, pişmanlık ve öfkelerini asla anlayamayacağız. Anlamaya da çalışamayacağız bunu sen de çok iyi biliyorsun çünkü çok yorgunuz. Bizi buna zorunlu kılmayı deneseler de izin veremeyiz. Ayrı dünyaların değil aynı dünyanın farklı insanlarıyız biz. Çekilmeye izin verdiğimiz tek girdap hayatlarımızın bizimle olan mücadelesindeki girdap olmalı. Sürüklenmeye sesimizin çıkmadığı tek kaos bu olarak kalmalı. Ne siyahız ne beyaz. Hatta ne de gri. Biz, siyahtan beyaza geçerken o aradaki kesikliğiz seninle. Bu yüzden asla onların arasında bir sandalye edinemeyeceğiz. Sandalye kapma gibi bir mücadelemiz de olamayacak çünkü biz daima oyunda dışlanan, aralarına alınmayan ruhu kesik ötekiyiz.