Kayıtlar

Mayıs, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Başkalarının Tanrısı/ Çakma The Breakfast Club

 "Sadece hayali bir tanrının kulu olduğunu sanmak yetiyor insana. Peki o tanrı kim?" Evet, soru güzel. Cevap zor. Cevabı boş. Hangi doğrularımız yanlışlarımızı götürür bilmem. Kim bu Tanrı? Neden bu tanrıyı arıyoruz; aramak istiyoruz?  Belki de o aidiyet duygusunu istiyor; ruhun yalnız kalınca gidip de çalabileceği bir kapı olduğunu bilmek istiyoruzdur. Belki de tanrının emridir, insanın tanrı arama ihtiyacı. Bir tanrımızın olması işimize yarar mı bilmem. Var mıdır onu da bilmem. Bilmem hiçbirini. Ancak yaşamın içinde birilerini şeytanlaştırıp birilerini tanrılaştırıyoruz daima. İşte bunu bilirim. . **İncelememin yarısı kitabın ortasındayken düşüncelerim; yarısı da kitabı bitirmiş halim şeklinde olacak. İki ayrı zaman diliminde yazdım ve fikrimin bu kadar değişmesini tahmin bile edemezdim....Böyle bir son beklemiyordum, kabul. Hatta beğenmeme sebebimin kitap sonunda neden olduğunu öğrenmem beni kızdırdı. Bir yazarın oltasına takıldım yine... Bu sebeple iki ayrı zaman dilimini...

melodram

Bugün kendi sergime davetliydim. Hala derdimi ve derdini çözemediğim hayatıma ne kadar güzel katlanmışım, ne kadar yol katedip ne kadar düşüp kalkamamışım izlemem gerekiyordu.  Bir bok anlamadığım tablolarımdan uzun uzun bahsedecek, çok beğenmiş gibi etrafa bakışlar atacaktım. Evet, büyük gün gelmişti! En güzel elbisemi giyecektim; ucuz markadan rujumu sürüp kendi davetime icabet edecektim. Kendimin en güzel, en bayat ve tek konuğu olacaktım. Sergim sadece iki tablodan oluşacaktı. Melo ve Dram! Melo kadındı. Dram erkek. Melodram bir insanlıktı. Yaşanmak istenler, geceler, gündüzler; güneş ve boşluğun sevişmesiydi. Ay bir çocuktu. Boşluk ve güneşin çocuğu. Melodram en güzel parçamdı. Tekti. Sergimin tek güzel konuğunun gözde parçasıydı. Anlamıştım. Hiçbir şeyden anlamayan ve hiçbir zorluğu aşamayan ben Melodramda takılı kalmıştım. Çok beğenmemiştim ama beğenmemiş gibi de yapamamıştım; etrafa bakamadan orada takılı kalmıştım. Boşluk-duvardan çıkardım ve çaldım sergimin tek tablosunu....

Birileri ve Bazılar

Kim düzeltebilmiş ki Ben yıkıp geri yapayım? Çürük, kaçak, yasak, günah... Bu düzen böyle ilmeklenmiş, İlmekleri de düğümletilmiş. Birileri kazanmış, Bazıları kaybetmemiş: Birileri tarafından, oyunun Çürük elması seçilmiş. Bazıları, yolunu kaybetmiş, Yoldan geçen birine yolu sormuş: Yoldan geçen, bazısına Bu dünyada yok o, demiş. Bazısı bunu yok saymış,  Kabullenmiş. Bazısı da birisinin koluna girmiş.

Benim Hiç Günlüğüm Olmadı

Sizin hiç günlüğünüz oldu mu?  Benim hiç günlüğüm olmadı. Oldu, ama olamadı. Defterlerim, boş kağıtlarım, renkli notluklarım oldu ama bana yaşattıklarınızı anlatıp, içimdeki ateşi kelimelerle tutuşturup yangınım yapacağım bir günlüğüm olamadı. Yazmayı denedim ama yakaladınız beni. Hem de en çaresiz anlarımda. Saçmaladığımı düşündünüz, çocukluk bu yaptığın dediniz.  Yüzü buruşuk bir yaşlı değildim; çocuktum zaten. Yaşlı kafalı çocuk. Sanırım kafayı sıyırdı da dediniz. Demişsinizdir. Kendimden iyi tanıyorum bazen sizi.  Kafamın içi dışında bana bir yaşam alanı, yaşamama alanı bırakmadınız. Ağladım, hatta çok bağırdım ama iş yorgunluğu, metro kalabalığı, market pahalılığını konuşmaktan beni fark edemediniz. "Ülkeyi batırdı, sattı hepinizi!" demek istedim. "Bu ülke sonda; böyle yaşanmaz burada." diyebildim. "Aman sus! Başına bir hal gelir." dediniz. Bana bunları yapamazsın, demek istedim.  "Sen kızsın, sus; ses etme her şeye dediniz." Haksızlığınızı ...