Nasıl Ölünür?
Doğmak, doğurmak, yetiştirmek, yaşamak, yaşatmak. Bunları biz insanlık çok doğal olarak kabul ediyoruz; bunların, hayata geldiysek hakkımız olduğunu daha doğduğumuzda ağlayarak kabulleniyoruz. Ölmek. Peki ölmekle neden barışamıyoruz? Yoksa barışamadığımız sevdiklerimizin ölümü mü yoksa kendimizin bir bavul dahi alamadan bu dünyayı terk etmemiz mi? Yaşama hakkını kullanamamamız, bu durumun acısını hissetmemiz mi bizi korkutan? Émile Zola beş hayata kenarından konuk ediyor bizi. Aristokrat, burjuva, esnaf, köylü ve işçi. Hepsinin hayatı algılayış biçimi, düşünceleri, yaşadıkları yer, yedikleri yemekler dahi farklı. Sadece bu hayattaki tek ortak noktaları var: Ölüm. Kitabımızda beş farklı kısa hikaye var ve tek tek beşinin ölümünü, ölüm anındaki duygularını ve yakınlarının tepkisini okuyoruz. Toplumsal sınıfın ölünün tabutunda bile kol gezdiğini, paranın biz ölsek dahi elinin eteğinin üstümüzden çekmediğini görüyoruz. H...