Beş Sevim Apartmanı, Mine Söğüt

Beş Sevim Apartmanı-Rüya Tabirli Cin Peri Yalanları
İnceleme| 

"Gelin cinlerim, gelin, alın benden uysallığımı!"
.
Beş Sevim Apartmanı'na hoş geldiniz. Uslu bir misafir olursanız eğer tüm apartman sakinlerinin hayatına misafir olabilir ve kendi cin-perilerinizle barışabilirsiniz. Ufak bir uyarı: 
Bu kitap bir cin deneyi ve peri kobayları romanıdır!
.
Öncelikle yazarımız Mine Söğüt'ten biraz bahsedersem: 
İlk kitabı, Adalet Cimcoz: Bir Yaşam Öyküsü Denemesi isimli biyografi kitabıdır. 2003 yılında yayımlanan ilk romanı Beş Sevim Apartmanı ile yazım hayatına başlıyor Mine Söğüt. Beş Sevim Apartmanı/Rüya Tabirli Cin Peri Yalanları'ndan sonra Kırmızı Zaman adlı ikinci romanı yazım hayatında bir süreklilik kazandırıyor. Genellikle kitaplarında toplumca örselenmiş, kıyıda köşede kalan, ötekileştirilmiş ama bir o kadar da içinde yaşadığımız dünyada rahatlıkla rastlayabileceğimiz insan tiplemelerini konu alıyor Mine Söğüt.
Cihangir Pürtelaş Sokağı'nın en gizemli ve mistik beş daireli Beş Sevim Apartmanı'nda geçiyor bu roman. "Beş" rakamı ne apartmandaki daire sayısıyla ilgili ne de konumuzla... Kimse apartmanın adının anlamını bilmiyor. Biz okuyanlar dışında. Buradan da beş kedili  Beş Sevim Huriye Hanım'a da sevgiler, saygılar.. :) 
Doktor Samimi, aşk hayatını kabusa çeviren cin-perilerine meydan okumasıyla başlıyor. Hastaları gibi kendi de zorlu ve kırılgan bir çocukluk geçirmiş. Uyku hatta daha doğrusu uykudaki cin-perileri bir tek onu mutlu eden. Ardından kendi gibi cin-perilerle içli dışlı; bu cin-perilerin kanında, ruhunda, kemiklerinde gezindiğini iddia eden beş akıl hastasını Beş Sevim Apartmanı'nın birer dairesine yerleştiriyor.
Kargocu gelir de bu cin-peri sakinlerinin dairesini kolay bulamaz diye apartmanda oturuş sırasını da yazıyorum:
5.Melike
4.Elif
3.Yusuf
2.Yeşim
1.Oğuz
Zemin: Dr. Samimi
Bundan sonra sırayla cin-peri kobaylarının hikayelerini hem bu akıl hastalarından dinliyor hem de Doktor Samimi sayesinde gerçek hikayelerini okuyoruz. Bir taşla 10, hatta 12 hayat hikayesi!
Kimisi kendini cüce sanıyor, kimisi erkek; kimini cinleri istediğin için seviştiğini iddia ediyor, kimisi de ikizinin ölmesi gerektiğini düşünüyor.
Hepsinin hayatları, yaşadıkları bambaşka ama çok benzer yönleri de var..
Doktor Samimi de dahil olmak üzere hiçbir apartman sakini aynaya bakamıyor çünkü aynada sadece kendi suretlerini görmeyeceklerini biliyorlar, cin-peri arkadaşlarına kavuşmak için uyku kavramından ziyade uykuda beklediklerini arzuluyorlar. Her gün farklı zamanlarda Beş Sevim Apartmanı'nın camından bakıyorlar.
Uslu çocuklar gibi cin-perilerinin sözlerini dinliyorlar ve ne derlerse yapıyorlar bu apartman sakinleri. Gerekirse birini öldürüyorlar, çaylarına böcekler koyuyorlar; ailelerinin kafalarını ayakkabıyla eziyorlar...
.
"Babalar kızlarına kötü şey söylemezler. Söylememeliler..."
.
Mine Söğüt diğer kitaplarında olduğu gibi bu kitapta da toplumsal tespitlerini bir kurgu üzerinden yansıtıyor. Anne- baba- çocuk ilişkisi, kardeş bağı, sağlıksız çocukluk dönemleri, farkındalık... Her detayın hatta uykunun, bütün bir yaşamı nasıl etkileyebileceği; ve bu akıl hastası hatta deli olarak nitelendirilen insanların aslında toplumdakilerden daha sağlıklı olabileceği gözler önüne seriliyor kitapta.
Bu, Mine Söğüt'ten okuduğum üçüncü kitaptı ve sanırım içlerinde en sevdiğim kitap oldu. Olay kurgusunun akışta başarılı olması, anlatım dilinin duruluğu ama bir o kadar da süreklilik içinde olması benim romanlarda en dikkat ettiğim husus ve bu konuda bu kitap benden tam puanı aldı. Özellikle beklenmedik son benim en çok etkilendiğim kısımlardan biriydi. Mine Söğüt'ün yazdığı ilk roman olmasına rağmen bir başarı örneği olduğunu düşünüyorum. Hele ki son kitabı Başkalarının Tanrısından nefret eden ve kitabın çok amatörce olduğunu düşünen biri olarak direkt Mine Söğüt okumalarına bu kitaptan veya Deli Kadın Hikayelerinden başlamanızı öneriyorum. Yine de bir kurgu okuduğumuzu; edebiyat olarak üstün bir performans beklememek gerektiğinin de altını çizmek istiyorum ama. 
Alt metnin yine Deli Kadın Hikayeleri gibi biraz ürkütücü ve mental olarak rahatsız edici olduğunu unutmamanızı tavsiye ediyor; 
okuyacaklara keyifli okumalar diliyorum.
Yeni bir incelemede görüşmek üzere.. ^^
.
"Ben kendimi bildim bileli yalan söylüyorum. Herkese en önemlisi de kendime."















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

“Ormanın içinde, bataklıkta bir çiçek. Lotus Çiçeği.”

“Bomboştu gözlerin. Kendimi göremedim.”

O Mutlu An.